11 Yeni İngilizce Kelime ve Kullanımları

17 Oca 2024

Her yıl yaklaşık 1000 civarı İngilizce kelime kullanılmaya başlanıyor. İngilizce ise hızla gelişen ve değişen dünyaya, yeni kelimelerle hızlıca adapte olmaya çalışıyor ve hayatın pek çok farklı kesiminde bu yeni kelimelerle karşımıza çıkıyor.

Biz de bazı yeni kelimeler ve kullanım şekillerini sizler için derledik, keyifli okumalar dileriz 

1.      Photobomb 

Herkes selfie (özçekim) çekmeyi çok seviyor ancak tam selfie çekerken arkanızda planlı ya da doğal bir şekilde tuhaf biri veya bir durum oluşuyorsa tam olarak “photobomb” lanıyorsunuz demektir!

Kullanımı             : “That would have been a nice photo if that guy hadn’t photobombed us.”

 

2.      Vape 

Son zamanlar da sigara tiryakilerinin kullandığı elektronik sigaradır. Bu eyleme verilen isim “vaping” , içen kişi ise “vaper” olarak adlandırılır.

Kullanımı             : “For the sake of my health I decided to give up smoking and try vaping.”

 

3.      Glamping 

Kamp yapmak istiyorsunuz ancak daha az çamurlu ve daha konforlu birşey mi arıyorsunuz, o zaman “glamping” tam size göre. Glamping, “glamorous” (büyüleyici, lüks) ve “camping” (kamp yapmak) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Tam olarak tatilde tarz ve lüksü doğa ve sadelikle birleştirmek anlamına geliyor. Kamp yapmayı sevmeyenler için dahi ilgi uyandıran yeni bir trend.

Kullanımı             : “We wanted to try something a bit more luxurious than camping, so we booked to go glamping.”

 

4.      Binge-watch 

Arka arkaya ve genellikle aynı seriden TV programı ya da dizisinin bölümlerini çok sayıda izlemek anlamına geliyor.   Son dönem de çok popüler olan bu eyleme “binge-watching” deniyor.

Kullanımı             : “I was ill last week, so I downloaded and binge-watched the whole of series one of Game of Thrones in one day!”

 5.      Meh

The Simpsons’ın hayatımıza kazandırdığı ve oldukça popüler olan bu kelime ilgilenmediğinizi ya da etkilenmediğinizi belirtmenin yeni yolu olmuş durumda.

Kullanımı             : “I ordered a new dress online, but when I tried it on – meh.”

 

6.      Freegan 

Tüketim çılgınlığı ve israfa karşı olan ve bu amaçla kaynakların minimum seviyede kullanılması gerektiğini savunan, atılmış yemekler de dahil olmak üzere geri dönüşüm için çalışan  kişiler grubudur. Bu halk aynı zamanda “freegans” olarak bilinir.

Kullanımı             : “Steve hates waste, so he decided to become a freegan to reduce food waste.”

7.      Voluntourism 

Dünyada giderek yaygınlaşan bu tatil türü aslında gönüllü çalışma kampalarıdır. Yani gezmeye gidilen yerde çalışme karşılığında yer ve yiyecek sağlanıyor. Bir hayır kurumu için gönüllü çalışmayı ya da belki fillerin refahı için bir proje üzerinde çalışmayı ya da gönüllü olarak bir okul inşaasında çalışmayı tarif ediyor, ama buradaki gerçek amaç dünyadaki yeni yerleri keşfetmektir.

Kullanımı             : “I really want to explore South America, so I thought I’d try voluntourism.”

 

8.      Webisode 

Sadece internet platformları üzerinde oynatılan klasik bir TV dizisinden çok daha kısa olan video içeriğinin her bir bölümüne verilen isimdir.

Kullanımı             : “I’m going to watch the new webisode of Orange is the New Black on Netflix.”

9.      Crowdfunding 

İnternet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir fonlama modeli. İnternette popülerleşen bu fonlama modelindeki esas amaç küçük miktarların biraraya gelerek bir sermaye yaratması.

Kullanımı             : “Agatha wanted to start a new charity project, so she tried crowdfunding to raise some money.”

 

10.      Skort 

Ön taraftan bakıldığında etek, arka taraftan bakıldığında şort gibi gözüken yeni moda şort etek.

Kullanımı             : “Jonathan wants to go roller-skating so I bought a skort – just in case I fall over!”

 

11.      Buko 

İngilizce yeni argo kelimelirinden biri olan “buko”, “much” ya da “many” anlamlarında kullanılıyor.

Kullanımı     : “I’ve worked extra hours this week and earned buko cash.”